Kafkadan Kafkaya – Maurice Blanchot Kitabı PDF indir

Kafkadan Kafkaya – Maurice Blanchot Kitabının Özeti
Kitap Özeti
Kafka’dan Kafka’ya Kısa Özet
Monokl’un kırmızı serisinde Maurice Blanchot Kafka okurları için müthiş bir yapıta imza atıyor ve Kafka’yı hiç görülmedik bir halde okurunun karşısına çıkarıyor.
Yazmak gececil şeydir; kendisini kötü kişilere bırakmak demektir, aşağıda gösterilen bölgelere inmek, kendisini saf olmayan kucaklaşmalara teslim etmektir. Bütün bu ifadeler Kafka için dolaysız bir hakikati barındırır. Karanlık büyülenmeyi, arzunun iç karartıcı parıltısını, her şeyin radikal ölümle son bulduğu geceleyin zincirlerinden boşanan şeyin tutkusunu çağrıştırır. Peki, aşağının güçleriyle neyi anlar Kafka? Bunu bilmiyoruz. Ama git gide, canlı şeylere susamış ve her çeşit hakikati güçten düşürmeye muktedir olarak, sözcükleri ve hayaletimsi bir gerçekliğin yaklaşmasıyla sözcüklerin kullanımını birbirine bağlayacaktır. İşte bundan dolayı son yıl dostlarına yazmayı dahi nerdeyse bırakacak ve özellikle de kendisinden söz etmeyecektir: *Doğru, hiçbir şey yazmıyorum ama gizleyecek bir şeyim olduğundan değil. Her şeyden önce, bunu kendime son senelerde stratejik nedenlerle bir yasa bellediğim için, sözcüklerime de mektuplarıma da güvenmiyorum; kalbimi pekâlâ insanlarla paylaşmayı istiyorum ama sözcüklerle oynayan ve onu dilleri sarkık, mektupları okuyan hayaletlerle paylaşmak istemiyorum.* Dolayısıyla sonucun kesin bir biçimde şu olması gerekirdi: artık yazmamak. Oysa sonuç bambaşkadır: *Benim için yazmak en mecburi ve en mühim şeydir.* Ve Kafka, bize bu mecburiluğun nedenlerini göstermekten, hatta onları farklı mektuplarında yinelemekten geri kalmadı: eğer yazmayacak olursa delirecekti. Yazmak deliliktir, onun deliliğidir fakat bu delilik onun aklıdır…
Kendinden kaçmayı isteyerek kendi saplantısına daha da batan kör uyanıklığıyla edebiyat; eğer varoluş varoluştan çıkma olanaksızlığıysa, varlık daima varlığa geri itilen şeyse, dipsiz derinlikte olan şey çokta dipteyse, hâlâ uçurumun temeli olan uçurumsa, kendine karşı çarenin olmadığı çareyse, varoluş saplantısının tek tercümesidir.
MAURICE BLANCHOT